Irkçı-faşist MHP’nin seçim yalanları
MHP’nin seçim hazırlıkları sürüyor. Faşist parti bir yandan şovenizmden oy devşirmeye çalışırken, bunun yetersiz kalması ölçüsünde de diğer düzen partileri gibi sosyal demagojiye başvuruyor. Öyle ki MHP seçim bildirgesinde bolca vaatte bulunuyor. “Hilal kart” vb. projeleri öne çıkararak oy oranını artırmaya çalışıyor.
MHP’nin seçim bildirgesinde “Bağımsız ve Milli bir ‘Üreten Ekonomi Programı’ uygulamaya konulacağı, küresel rekabet gücünün yükseltileceği, küresel rekabet gücünün yükseltildiği koşullarda, aynı zamanda emek-sermaye arasında ‘hakkaniyetli paylaşım’ sağlanacağı” iddia ediliyor.
Her yıl 700 bin işsize iş verileceği belirtiliyor. İşsizlik ve yoksulluğun azaltılacağı, istihdam dostu sürdürülebilir bir büyümenin sağlanacağı sözü veriliyor. Rekabet gücü yüksek bir üretim ekonomisi tesis edileceği, sermaye piyasalarının gelişiminin destekleneceği iddiasında bulunuluyor.
MHP, ‘hilal kart’ ile her tür alışverişi bedava yapabilecekleri vaadi ile işçi ve emekçileri kandırmaya çalışıyor.
MHP’nin bu söylemleri koca bir yalandan ibarettir. İtalyan ve Alman faşist partileri gibi faşist MHP de bu söylemleri demagojk bir çerçevede, geniş emekçi kesimlerin desteğini almak için kullanmaya çalışmaktadır.
MHP’nin Dokuz Işık Programı da sermayenin korunması programıdır. Çünkü bu program mülkiyet ilişkilerine dokunmaz. Farklı sınıf ve katmanları “millet” söylemi adı altında tek bir potada eritir. Toplumsal eşitsizlikleri meşru görür.
Özel mülkiyetin kutsanması yanında, MHP’nin programı sınıfların varlığını kabul etmez. Faşist MHP’ye göre sömürücü asalak ve alınteri göz nuru ile yaşayan ağır sömürü altında bulunan sınıflar arasında herhangi farklılaşması söz konusu değildir. Onlar bir milletin organik parçasıdırlar. Milletin çıkarları öndedir, sınıfların çıkarları diye bir şey yoktur. İşçi ve emekçilerin haklarını almak için örgütlenmesi, sendika kurması, grev yapması en büyük suçtur.
MHP seçim bildirgesinde ulusal sanayi ve ulusal sermayenin önündeki tüm engelleri kaldıracağını vaat etmektedir. Faşist MHP hiçbir zaman kapitalizme gerçek anlamda karşı çıkmayı aklından bile geçirmemiştir. Türkiye’de egemen olan sermaye düzeni tarafından emeğin korunması mücadelesine karşı saldırı gücü olarak kullanılmıştır. Faşist sermaye devletinin sağladığı finansmanları kullanarak mücadele eden birçok işçi bölüğüne saldırmıştır. Grev ve direniş kırıcılığı için maşalık yapmıştır.
MHP seçim bildirgesinde hükümet olduğu koşullarda zam ve soygun politikalarına geçit vermeyeceğini, IMF paketlerine karşı çıkacağını, özelleştirme yapmayacağını, yapılan özelleştirmelerin bir kısmını erteleyeceğini belirtmektedir. MHP’nin bu vaatlerinin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Zira MHP’nin 1999-2002 yılları arasında koalisyon ortaklığı yaptığı dönemdeki icraatları ortadadır. Hükümet ortağı olduğu dönemde MHP IMF’nin ekonomik-sosyal yıkım programlarını uygulamak için üzerine düşen bütün görevleri harfiyen yerine getirmiştir. Zam soygun paketlerinin uygulanması için çaba göstermiştir. Tahkim’e onay vermiş, tüm özelleştirmeleri onaylamış, dahası savunmuştur. Telekom özelleştirmesine karşı tutum alıp, IMF memuru Kemal Derviş ile tartışan bakanını istifa etmeye mecbur bırakmıştır. Tüm bu olaylar MHP’nin seçim bildirgesinde yer alan geniş emekçi kesimlerin sorunlarına çözüm bulma vaadinin ne denli sahte olduğunun en açık kanıtıdır.
MHP seçim bildirgesinde başı dik dış politika söylemleri öne çıkmaktadır. AKP’nin ABD’nin desteği ile ayakta durduğu vurgusu kapalı ifadelerle dile getirilmektedir. Fakat MHP’nin ipleri hep ABD’nin elinde olmuştur. NATO eliyle örgütlenen kontr-gerillanın toplumsal mücadeleyi bastırmak için yaptığı saldırıların en önemli ayaklarından biri olarak CIA tarafından organize edilmiştir.
Faşist partinin seçim bildirgesinde yer alan “Bağımsız ve egemen devlet”, “Milli ekonomi”, “Milli ordu” söylemlerini boşa çıkaran birçok olayın altında imzası bulunmaktadır. MHP her dönem bağımsızlık mücadelesini sürdüren devrimci güçlere saldırmış, bu doğrultuda birçok katliamın altına imza atmıştır.
IMF’nin hükümranlığına, emperyalist kapitalistlere yer altı ve üstü kaynakların peşkeş çekilmesine yönelik pek çok anlaşmanın altında MHP’nin imzası bulunmaktadır.
Faşist partiye verilen her oy, emekçilerin köleleştirilmesi ve halkların kırılması politikasına güç kazandıracaktır. Kapitalist sömürünün devamına, emeğin örgütsüzlüğe mahkum edilmesine dayanan burjuva sömürü düzenine güç katacaktır.
12 Haziran seçimlerinde özelde MHP’nin genelde tüm düzen partilerinin yüzündeki maskeleri yırtıp, işçi ve emekçilere kurtuluşun biricik yolunun devrim ve sosyalizm olduğunu göstermek sınıf devrimcilerinin en temel görevidir.
Kürt halkı sınır ötesinden gerilla cenazelerini aldı
Kürt halkı gerilla cenazelerinin kendilerine verilmemesi üzerine sınırı geçerek cenazelerini aldı. Türk ordusunun ateş açarak, taş atarak ve tehdit ederek cenazeyi almaya gelen kitleyi sindirmeye çalışması ise ters tepti. Kürt halkı oldukça militan bir şekilde cenazelerini sahiplendi ve ölüm pahasına onları bırakmadı.
15 Mayıs günü sınırı geçen kitle ayaza rağmen geceyi dışarıda geçirdi. Sabahı sloganlarla karşılayan kitle gün doğumuyla birlikte Bilican tepesinden sınırı aşarak cenazeleri aramaya koyuldu. Yol üstünde bulanan Bilica Komanda Taburu arasında tartışma yaşandı. Köy korucularıyla cenazelerin gönderilmesi teklifini reddeden kitle gerilla cenazelerine işkence yapıldığını hatırlatarak “onları kulaklarını kestikten sonra mı göndereceksiniz” tepki gösterdi. Bu tartışmanın ardından yaklaşık 200 kişi cenazeleri almak için çatışmanın olduğu bölgeye ilerledi.
Askerler ise tepelerde bulunan askeri mevzilerden ateş açarak kitleyi geri döndürmeye çalıştı. Ayrıca askerler tepeden kitlenin üstüne büyük taşlar yuvarladı. Cenazelere 30 metre kala ilerlemeyi başaran kitle askerlerin yoğun taşlı saldırısı sonucu cenazeleri alamadı.
Bir süre beklendikten sonra yeniden harekete geçen kitle 50’şer metre ara ile 3 gerillanın cenazesine ulaştı. Cenazeleri battaniyeye sararak geri getiren halk asker ve korucuların saldırısına maruz kaldı. Saldırı nedeniyle yavaş ilerleyen kitle, sık sık askeri barikat ile durdurulurken 3 cenazeyi alarak, geri dönen halk asker engeline takıldı. Cenazeyi vermeyen kitleye askerler havaya ateş açarak ve gaz bombası atarak saldırdı. Saldırıya rağmen yüzlerce kişi omuzlarına aldıkları cenazeyi Yemişli Köyü’ne getirmek için yürüdü.
Aroş’ta sınırı geçen kitle bir gerillanın daha cenazesine ulaştı.
|